Paylaşımlı Ulaşımın Faydaları
Paylaşımlı Ulaşım Sistemlerinin Etkileri
Paylaşımlı Araç Gerekliliği
Kamu, kurum ve kuruluşlar; ister araç veya ister minibüs paylaşımı gibi geleneksel yöntemleri, talebe dayalı ulaşım veya paylaşımlı araç gibi yeni ulaşım yöntemlerini uygular ise; bu, çalışanlara ve kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine getireceği yararlar, aşağıda verilen bir dizi faydayı da sağlayacaktır.
Şirketler, çalışanlarına ”paylaşımlı ulaşım araçları” seçenekleri sunarak çalışanlar üzerindeki yükü hafifletebileceği gibi üst düzey yetenekli kişileri şirketlerine çekmek ve şirkette tutmak için çalışanların sağlığına daha fazla önem gösterebilecektir. Uzun işe gidip gelme sürelerinin, insanların işlerine yönelik olumsuz bir etkisi olduğu yapılan araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır.
Paylaşımlı araç yetersizliğiyle yollarımızın ve otoparklarımızın altyapıları, her geçen gün üzerlerinden geçen araçların sayısının artmasıyla zarar görmektedir. Paylaşımlı ulaşımı benimseyen işverenler, bu sorunun çözümüne katkı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda yeni otopark oluşturma ve sürdürme ihtiyacını azaltacağı için kendi masraflarından da tasarruf edebileceklerdir. Kurumsal sürdürülebilirliğin sosyal yönü genellikle göz ardı edilmekte; çevremizde ve toplumumuzda gelecek nesiller için kalıcı bir etki yaratacak köklü değişimlere ulaşmak için bu alandaki kapsamlı önlemlere hâlâ ihtiyaç duyulmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde özel araç sahipliği pahalıdır. ABD Tüketici Harcamaları Anketine göre, 2019 yılında ortalama hane halkı ulaşıma 10.742 dolar harcarken bunun sadece 781 doları toplu taşımaya gitmektedir.
Türkiye’de ise, Ağustos 2022 verilerine göre Asgari ücret 5500 TL iken, 2. el 2010 model ortalama bir otomobilin alış fiyatı 150-200 bin TL aralığında görülmektedir. Bugün itibari ile yakıt fiyatları göz önünde bulundurulduğunda iş-ev arası karayolu mesafesi 20 km olan bir çalışanın, iş yolculuğu için aylık yakıt harcaması 800-850 TL yi bulmakta, başka yolculuklarda kullanılmasa dahi vergi,muayene,sigorta vb diğer masraflarıyla birlikte taşıt sahipliğinin aylık maliyeti 1000 TL’yi rahatlıkla aşmaktadır.
İstanbul’da toplu taşıma kullanan bir kişinin aylık ulaşım masrafı 600 TL ve üzeri (Aylık gelirinin %10’unun üzerinde) seviyesinde karşımıza çıkmaktadır. Ek olarak toplu taşıma kullanan 2 ebeveyn ve 2 öğrenci bulunan, 4 kişilik bir ailenin ortalama aylık ulaşım maliyetinin 1000-1200 TL seviyelerinde yani neredeyse aylık kazancın %20 sine tekabül ettiğini söylemek mümkün)
Tabi bu durumlar için sadece parasal maliyetleri göz önünde bulundurmak hata olur. Çalışanların, her yıl bir çalışma haftası eşdeğer zamanı, trafik sıkışıklığında harcayarak zamanları ile de ödeme yaptıkları göz önünde bulundurulmalıdır. (Basit bir hesapla, günde fazladan 1 saatini yolda geçiren asgari ücretlinin saat ücreti üzerinden aylık nakdi kaybı 500 liranın üzerinde yer alırken, bu sürenin fiziksel ve psikolojik etkileri de verimlilik kaybı olarak düşünülmelidir.)
”Paylaşımlı araçlarla neden kurumsal sürdürülebilirlik için çalışılmalı?”
Şirketler, kurumsal sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, paylaşımlı araçlar ile çözüm yolu bulma potansiyeline sahiptir. Paylaşımlı araçlar, bir kuruluşun iş gücünde özel araç kullanımını azaltmanın bir yolunu sunar ki bu da onların paradan tasarruf etmelerine, karbon ayak izlerini en aza indirmelerine ve çalışanlarının refahını artırmalarına yardımcı olur. Şirketler, iş uygulamaları içerisinde araç/minibüs paylaşımı gibi girişimleri, Talebe Dayalı Ulaşım veya Paylaşımlı araç hizmetleri gibi alternatif ulaşım çözümlerini benimseyerek Kurumsal Sürdürülebilirliğin üç boyutunda da ön saflarda yer alabilir. Şirketler Kurumsal Sürdürülebilirliğe yönelik çalışırlarsa, gelecek yıllar boyunca çevre ve toplumumuz üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak, iyi bir konumda olacaklardır.
Kaynak: International Transport Forum