Elektrikli Otomobiller ve Sürdürülebilir Ulaşım
GİRİŞ – Elektrikli Otomobiller
Elektrikli otomobiller, bir elektrik güç kaynağına bağlı bir şarj istasyonu kullanılarak periyodik olarak yeniden şarj edilmesi gereken pillerle çalışan, otomobil sınıfı ulaşım araçlarıdır. Telefonlarımızı, bilgisayarlarımızı ve diğer elektrikli cihazlarımızı şarj etme yöntemimizle aynı olması sebebiyle bu tanım çoğumuz için tanıdık gelmekte, bazı üreticilere göre ise gelişen teknoloji ile birlikte artık elektrikli otomobillerin otomobilden çok “Akıllı Cihaz” konseptinde değerlendirilebileceği vurgulanmaktadır. Elektrikli otomobiller, ortalama bir otomatik şanzımanlı araba gibi, kontakla çalışır, gaz pedalıyla hızlanır ve frenle durur. Benzinli bir arabadan temel farkı ise, motorunun tasarımıdır.
Çoğu elektrikli araç, nispeten basit bir tasarıma sahip bir lityum iyon pil kullanır. Benzer nitelikteki bir içten yanmalı motorlu (ICE) aracın motorunda yaklaşık 2.000 parça bulunurken, bir EV motorunda yalnızca 20 hareketli parça vardır.
Tamamen elektrikli bir araba, benzin veya dizel gerektirmez ve daha yüksek veya daha düşük hızlarda sürmek için vites gerektirmez. Bunun yerine, gaz pedalına basmak motora bir elektrik pilinden güç sağlar. Motor, tekerlekleri tahrik millerinden döndürür.
Üretim teknolojisine bağlı olarak elektrikli otomobiliniz frene bastığınızda, motorda üretilen enerji aküye geri güç vererek, elektrik yükünü daha uzun süre tutmasına yardımcı olabilir. Elektrikli otomobiller ile fosil yakıtla çalışan araçlar arasında birkaç önemli fark vardır. Bu kapsamda elektrikli otomobiller;
- Daha sessizdirler,
- Vites geçişleri olmadan daha yüksek ivme ile hızlanabilirler,
- Şarj menzili hava koşullarından etkilenirken; Aşırı sıcak veya soğuk hava, şarjı ılıman havaya göre daha hızlı tüketebilirler.
Elektrikli Otomobil Türleri Nelerdir?
Bir çeşit elektrik gücü kullanan dört ana araba türü vardır. Bazıları aynı araçta hem elektrik hem de benzin gücünü içerir.
Tamamen elektrikli araç (EV):
- Tamamen bir elektrik motoru tarafından desteklenmektedir.
- Elektrik motorunu şarj etmek için bir şarj istasyonuna takılması gerekir.
Plug-in hibrit (PHEV):
- Hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru içerir.
- Elektrik motorunu şarj etmek için bir şarj istasyonuna takılması gerekir.
Kendi kendini şarj eden hibrit (HEV):
- Hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru içerir.
- Elektrik motorunu içten yanmalı motor ile şarj eder.
Hafif Hibrit (MHEV):
- Hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru içerir.
- Elektrik motorunu içten yanmalı motor ile şarj eder.
- Elektrik motoru aracı sürmek için güçlü olmayıp, benzin tüketimini azaltmak üzere katkı sağlamaktadır.
Elektrikli Otomobiller ve Sürdürülebilir Ulaşım
Daha önceki yazılarımızda Sürdürülebilirliğin Çevresel, Ekonomik ve Sosyal boyutlarının olduğunu ifade etmiştik. Elektrikli araçların sürdürülebilir ulaşım kapsamında değerlendirmesini yapabilmek üzere öncelikle bu kavramların iyi anlanması gerekmektedir.
Sürdürülebilir ulaşımdan beklentiniz, trafikteki otomobil sayısının azalması dolayısı ile trafik sorununun çözülmesi ise elektrikli otomobillerin bu konuda en azından doğrudan bir olumlu etkisi olmayacaktır. Hatta aksine, çevreye olan olumsuz etkisinin fosil yakıtlı araçlara göre daha az olduğu ve yakıt maliyetinin azalacağı düşüncesi bu çekincelerle trafiğe çıkmayan fosil yakıt kullanıcılarını aksi yönde teşvik ederek bir yönden trafiği olumsuz etkileyebilir. Bu düşüncelerden yola çıkarak, elektrikli otomobillerin sürdürülebilir ulaşımla ilgisinin ağırlıkla çevresel ve ekonomik boyutlarda olduğu ön görülmektedir.
Peki Elektrikli otomobiller gerçekten çevreci mi?
Öncelikle bu yazımızda tam elektrikli otomobillerden bahsedeceğimizi belirtmek gerekir. Son zamanlarda trafikte varlığını iyiden iyiye hissettiğimiz elektrikli otomobillerin pazarlama stratejilerinin başında çevreci vurgusu geliyor; Yeşil ağırlıklı fonlar, yaprak görselleri, dönüşüm vurgusu bunun en önemli göstergelerinden.
Elektrikli arabaların en büyük yararı, kasaba ve şehirlerde hava kalitesini iyileştirmeye yapabilecekleri katkıdır. Egzoz borusu olmayan tamamen elektrikli otomobiller, sürüş sırasında karbondioksit veya diğer zararlı emisyonlar üretmez. Bu, hava kirliliğini önemli ölçüde azaltır. 1000 kilometre yolculukta ortalama bir aracın karbondioksit salınımı incelendiğinde; Benzinli araç 0,41 ton, Dizel araç 0,28 ton, Elektrikli araç ise 0,16 ton CO2 salınımına sebebiyet vermektedir. Siz de aracınızın karbondioksit salınımını bu sayfa üzerinden yaklaşık olarak saptayabilir, alternatif yakıt türleri ile kıyaslayabilirsiniz.
Elektrikli araçlarda CO2 salınımının ana etkeni ise araçta tüketilen enerjinin üretim kaynağıdır. Yine aynı sayfa üzerinden farklı ülkeler ve üretim şekline göre salınım miktarını gözleyebilirsiniz. Elektrik enerjisini ağırlıkla kömür santralleri gibi yüksek CO2 salınımlı tesislerden sağlayan araçların karbon dioksit salınımı da nispeten daha çevreci enerji üretim santrallerinden sağlanan enerjiye göre yüksek olacaktır. Özetle; elektrik enerjisi çevreye olağanın üzerinde seviyede zarar veren tesislerde üretildiği müddetçe elektrikli araçların tam anlamıyla “Çevresel Sürdürülebilirlik” misyonunu yerine getirmesi mümkün olmayacaktır. Öte yandan elektrik enerjisi üretiminde çevresel olumsuz etkiler azaltıldıkça elektrikli araçların çevreye olan olumsuz etkisi de daha alt mertebelere çekilecektir.
Ancak elektrikli otomobiller için gerçekten emisyonsuz bir ulaşım aracı olarak bahsetmek için önce elektrik şebekelerinin çok ama çok daha temiz olması gerekiyor.
Elektrikli otomobil üretiminin çevreye etkisi
Elektrikli bir otomobilin üretimi sırasında oluşan emisyonlar, geleneksel bir otomobilden daha yüksek olma eğilimindedir. Bunun nedeni, bir elektrikli otomobilin önemli bir parçası olan lityum iyon pillerin üretilmesidir. Bir elektrikli otomobilin ömür boyu CO2 emisyonunun üçte birinden fazlası, otomobilin kendisini yapmak için kullanılan enerjiden gelir. Tabi pil ve üretim teknolojisi ilerledikçe de, bu durumun elektrik üretiminde olduğu gibi olumlu yönde değiştiğini söylemek mümkün.
Elektrikli araba üretiminin klasik fosil yakıtlı araçların üretiminden çok daha fazla enerji tükettiği bilinmesine rağmen kullanım ömrü boyunca oluşan emisyonlardaki azalma sebebiyle halen daha çevreci bir seçenek olarak görülüyor.
Elektrikli Araçlar için Pil Üretimi
Diğer birçok pil gibi, çoğu elektrikli araca güç sağlayan lityum-iyon pillerin üretiminde, ciddi çevre ve insan hakları endişeleriyle bağlantılı olan; Kobalt, Lityum ve nadir toprak elementleri gibi ham maddeler kullanılmaktadır. Bu ham madde kaynaklarının kısıtlı ve genel anlamda petrole göre daha zor erişilebilir olması, sürdürülebilirlik kaygısını beraberinde getiriyor. Yani ulaşımın çevresel sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağı düşünülse de kendi içinde elektrikli araçların uzun vadeli üretimi ve kullanımı için sürdürülebilirlik endişesi tam anlamıyla aşılabilmiş değil. Bunun yanı sıra söz konusu ham maddelerin kimyasal olarak zararlı etkileri sebebiyle, çevresel sürdürülebilirliğin CO2 salınımı haricinde incelenmesi ve sonuçlarının bu açıdan değerlendirilmesi anlamlı olacaktır.
SONUÇ
Sonuç olarak elektrikli otomobillerin Ulaşımda Sürdürülebilirliği sağlamak adına olumlu ve etkili bir adım olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte; Elektrik enerjisi ve elektrikli otomobil üretimindeki teknolojik gelişmelerle birlikte daha da etkili bir araç olacağı ön görülmektedir. Ancak bütün bunlara rağmen; hem elektrikli araç üretimi hem de elektrikli araçlar için üretilecek enerji ve bu enerjinin taşınması gibi hususların hammadde ve hammadde temininden enerjinin depolanmasına kadar geçen süreçte ortaya çıkacak diğer çevresel etkiler açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Konu ile ilgilenenler, Geçtiğimiz yıl Mimar ve Mühendis Dergisinin “Sürdürülebilir Ulaşım ve Mikro Mobilite” kapak konulu sayısı için kaleme aldığımız “Sürdürülebilir Ulaşımda Elektrikli Araçlar ve Elektrikli Araçların Enerji Sistemlerine Etkisi” makalesini de inceleyebilirler…