Mikro MobiliteSürdürülebilir Ulaşım

Sürdürülebilir Ulaşım -Mobil Kentler-

Kent; Ulaşım; Sürdürülebilirlik

İnsanları, eşyaları ve verileri bir şehrin içine, dışına ve içerisinde taşımak, her şeyin mobiliteye bağlı olduğu canlı bir organizma ortaya koymaktadır. Bu organizma, uzun yolculuk süreleri, verimsiz ya da pahalı ulaşım ve / veya ulaşım kirliliğinin olumsuz sağlık etkileri nedeniyle şehrin sakinleri üzerindeki en büyük yüklerden biri olduğu için hastalanabilir. Kent mobil değil ise, ticaret ve üretkenlik kesintiye uğrarsa, şehrin rekabet gücü azalır ve insanlar için kentsel yaşam stresli ve ezici hale gelir. Bu sebeple ulaşımda sürdürülebilirlikten bahsetmek için mobiliteyi azami seviyeye çıkarmak ve yenilikçi teknolojilere açık olmak gerekir. Yerel yönetimler, şehirlerinin önümüzdeki gelişmesine ve rekabetçi kalmasına olanak tanıyan verimli, güvenli, bağlantılı ve uyarlanabilir mobilite sistemleri fırsatlarına odaklanarak ulaşım problemlerine çözüm oluşturmalı ve sürdürülebilirliği sağlamalıdır. Gerek fiziksel özellikleri gerek ulaşım alışkanlıkları gerekse gelir düzeyleri göz önünde bulundurulduğunda hiçbir şehir birbirinin aynısı değildir, ancak kümülatif bilinç ile her şehir diğerlerinin politika ve stratejilerinden faydalanabilir ve ortak sorunlara ortak çözümler geliştirebilirler. Her şehir kendine özgü sosyal, ekonomik ve coğrafi zorluklarla karşı karşıya olsa da, her biri aynı zamanda nüfus ve ekonomi geliştikçe hareketlilik sistemini uyarlamayı da hedeflemelidir.

Dünyamız bilinen tarihe göre her zamankinden daha fazla sayıda insana ev sahipliği yapmakta, şehirler her zamankinden daha kalabalık yapılarda oluşmakta ve şehir merkezleri her zamankinden daha fazla ziyaretçi almakta ve iş yeri bulundurmaktadır. Bu da daha yüksek sayıda insanın ve daha fazla malın daha yoğun bir şekilde taşınması anlamına gelir ve şehirlerin bu artışlara uyum sağlayabilmesi için sürdürülebilir hareketlilik çözümler getirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut sorunlar her geçen gün büyüyecek ve içinden çıkılmaz hale gelecektir.

Tarihin okuyamadığımız bölümünde henüz keşfedemediğimiz bambaşka gizemlerin mevcut olması ihtimalini bir kenara bırakarak yine bilinen tarih açısından belki de en gelişmiş teknolojik ve bilgili nesilde yaşıyoruz, bu süreçte değişimin hızı katlanarak artıyor. Yakın zamana kadar “bilim kurgu” olarak kabul edilen, otonom araçlar, uçan insanlar, uçan drone türü araçlar gibi teknolojilerin hızla hayatımıza girmekte olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir hareketliliğe ulaşmak için kendine özgü bir vizyona sahip her şehrin, hedefine ulaşmak için ayrı bir yol haritasına ihtiyacı olacaktır. Ancak her alanda olduğu gibi iyileştirmeye ve geliştirmeye başlamak, şehrin hareketliliğinin bugün ne seviyede olduğunun ve fiziksel, sosyal ve ekonomik sistemleri arasındaki etkileşimden ortaya çıkan çıktıların (olumlu ve olumsuz) net bir değerlendirmesiyle başlar. Yerel yönetimlerin, şehir planlamacılarının ve geliştiricilerin, başarılı bir mobilite (hareketlilik) vizyonunu birlikte oluşturmada cesur davranmaları için uzmanlara, danışmanlara ve tasarımcılara ihtiyaçları vardır. Şehirler için huzurlu yaşam, ekonomik canlılık ve konforlu ulaşım sağlayacak sürdürülebilir hareketliliğin sağlanabilmesi için geniş katılımlı ve çok disiplinli çalışma grupları oluşturmak gerekmektedir.

ARCADIS tarafından 2017 yılında yapılan çalışmada, artan nüfus ve büyüyen şehirlerin olası sorun potansiyeline karşılık olarak inovasyonun, dijital dönüşümün, teknolojinin ve fikirlerin şehirlerimizin karşılaştığı mobilite zorluklarına kışkırtıcı ve zamanında yanıtlar sağladığı cesur hareketler zamanında yaşadığımız için şanslı olduğumuz ifade ediliyor. Aynı çalışmada, kendilerinin şehirlerin hareketliliği artırma, daha da güçlü ekonomik itici güçler haline gelme, daha fazla yatırım çekme ve sakinlerinin yaşam kalitesini iyileştirmeye devam etme yollarının vitrini olarak görülmesi için gerçekleştirdiklerini ifade ettikleri, dünya genelinde belli başlı şehirlerin “Sürdürülebilir Şehirler Mobilite Endeksi” saptamaları yapılmıştır. Hong Kong, Şangay, Paris, Zürih, Rotterdam, Sydney, Melbourne, Amsterdam, Berlin, Frankfurt gibi birçok yerleşimi içerisinde barındıran çalışmada yer alan bilgileri de zaman zaman mikromobilite başlığımızda aktarmaya çalışacağız.

 

İsmail Ay

1989 yılında Konya'da doğdu. 2011 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladığı lisans eğitimi sonrasında, 2014 Ulaştırma Mühendisliği yüksek lisans programını, 2021 yılında Anadolu Üniversitesi Web Tasarım ve Kodlama ön lisans eğitimini tamamladı. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Ulaştırma Mühendisliği Doktora programı tez çalışmasına ve İstanbul Üniversitesi Adalet ön lisans eğitimlerine devam etmektedir. 2012-2018 yılları arasında İBB iştiraklerinden Metro İstanbul AŞ.'de, 2018-2020 Yılları arasında Etüt Proje şefi olarak İSPARK AŞ.’de, 2020-2022 yılları arasında Gayrettepe ve Halkalı-İstanbul Havalimanı projesinde APCO Altınok müşavirlik hizmetleri bünyesinde kontrol şefi olarak, 2022-2023 yılları arasında TCDD Teknik AŞ bünyesinde, Avrasya Karayolu tüneli bakım çalışmaları ve Gayrettepe-Havalimanı metro hattı demiryolu ve inşaat işleri kapsamında proje yöneticisi olarak görev almıştır. 2023 yılı Haziran ayı itibari ile THY AO Turkish Cargo İş Geliştirme ve Organizasyon Başkanlığı'nda Uzman olarak görev almaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu