Sanayi devriminin de etkisi ile şehirlerin hızla büyümesi, kent merkezlerinin yoğunlaşması, kentiçi ulaşımın en önemli aktörlerinden atlı ulaşımın kent merkezlerini yaşanmaz hale getiren atıkları ile bugünkü “sürdürülebilirlik” kaygılarının döneme tezahürü diyebileceğimiz dönüşümün bir hikayesinin de kent içi raylı sistemler, tramvay ve nihayetinde metro ile yer altı demiryolu hatlarına geçiş ile yaşandığını söylemek mümkün…
Bugün hele ki teknoloji gündem olduğunda dünyanın herhangi bir yerindeki gelişmeyi saniyeler kadar farkla canlı olarak izleyebiliyor, haberdar oluyoruz. 19. yy ın sonrasında iletişim imkanları bu kadar gelişmiş olmasa da teknolojik gelişmelerin gelen duyumlar ve anlatılarla da olsa birbirine ilham verdiği ve tetiklediği görülüyor. İşte bilinen tarihte kent içi raylı sistemlerin yer altı serüveni de bu şekilde başlıyor. Buharlı trenlerin yer altına alınmasının ortaya çıkardığı sorunlar yakın dönemde geliştirilen elektrikli motorlar sayesinde hızla çözüm buluyor ve yer altındaki raylı sistemler elektrik motorlu lokomotiflerle hem hızlı, hem de temiz bir ulaşım imkanı sunuyor.
Londra’da başlayan ilk yer altı raylı sistem işletmesi, benzer fikirlerini hayata geçirmek isteyenlere cesaret verirken bir çok ülkeye de ilham oluyor…
Her alanda olduğu üzere “ilk” ler ve “en” ler bir çok farklı açıdan değerlendirilebileceği için zaman zaman farklılık arz ediyor olsa da aşağıda bilinen en eski yer altı raylı sistem hatlarını derlemeye çalıştık.
-
Londranın ve Dünyanın en eski metrosu (1863)
10 Ocak 1863’te buharlı lokomotiflerle açılan Londra metrosu dünyada türünün en eski ulaşım sistemidir. 1890’da, elektrikli trenler derin metro hatlarından birinde çalışmaya başladığında, dünyanın ilk metro sistemi oldu.
11 hattında 270 istasyonla 402 km’lik bir alana yayılan dünyanın en uzun üçüncü metro sistemi olan Londra metrosunda hattın şehir merkezinde bulunan %45’lik bölümü yer altında iken banliyölerdeki hatlar çoğunlukla yer üstünden geçiyor.
Londra metrosunda, günde yaklaşık beş milyon yolcuya hizmet veriyor ve en yoğun zamanlarda metro ağı genelinde faaliyet gösteren 540 kadar tren bulunuyor. Metro açıldığı günden bu yana artan talep ile birlikte genişlemeyi ve büyümeyi sürdürmüş olmasına rağmen hizmet verdiği metro ağı genelinde “yoğunluk” hala önemli bir sorun olarak görülüyor.
-
İstanbul “Tünel” Hattı (1875)
-
Chicago ‘L’ (1892)
1892 yılında faaliyete geçen, 1897’de elektrikli sistem olarak çalışmaya başlayan Chicago ‘L’ dünyanın en eski metroları arasında üçüncü sırada yer alıyor. Chicago L hattı güzergahınde trenin yüzeye çıktığı bölümler de bulunduğu için adını “Elevated-Lifted(Yükseltilmiş)” kelimesindeki “L” harfinden almış. Halen hizmet veren hatı haftada ortalama 600.000’den fazla kişiyle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en yoğun üçüncü metrosu olarak ifade ediliyor.
-
Glasgow Circular Underground (1896)
Glasgow Metropolitan Demiryolu hattı, İskoçya’nın Glasgow kentinde 1896 yılında tek hat olarak çalışmaya başlamıştır. 10.4 km uzunluğunda ray hattı ve 15 istasyona sahip olan hat halen yolcu taşımacılığını sürdüren metro dünyadaki orijinal güzergahının ötesine genişletilmemiş ender metrolardan biridir.
-
Budapest Tarihi Metro Hattı (1896)
Budapeşte metrosunda toplam 52 istasyon ve sadece dört hat bulunuyor. Hattı özel klan ise dünyanın en eski metrolarından olmasının yanı sıra, 1896 yılında hizmete giren ve bazı istasyonlarının tarihi iç mimarisi ile 1. hattın 2002’de “UNESCO Dünya Mirası Alanı” ilan edilmiş olması…
-
Boston Metrosu (1897)
Amerika kıtasının ilk yer altı raylı sistem hattı olarak 1897 de işletmeye açılan Boston Metrosu, dönemin New York yönetimi ile kıyasıya sayılabilecek bir yarışın ürünü olarak da görülebilir. New York veya Boston’ı “İlk” yapmak üzere çalışan yerel idareler ve özel sektör temsilcilerinin rekabeti olduğu kadar bürokrasi süreçleri de belirleyici bir etken olmuş, üzerine New York un zemin özellikleri de eklenince Boston bu yarışı açık ara önde tamamlayarak Amerika kıtasının ilk yer altı kent içi raylı sistemi olarak işletmeye açılmış.
Raylı sistemlerin yer altı serüveni yazımızda bu rekabet öyküsüne genişçe yer verdik, ilgilenenler buradan erişim sağlayabilirler…
-
The Paris Metropolitain (1900)
Bugün 205 kilometrelik 14 ayrı metro hattı, 303 istasyonu ile 1,5 milyardan fazla yolcu taşıyan Paris Metrosu bugünlerine nasıl geldi?
1898’de inşaatına başlanan ilk metro hattı, 15 Haziran’da tamamlanmış ve 19 Temmuz 1900’de yolcu kullanımına açılarak Porte Maillot’u o yıl Olimpiyat Oyunlarının yapıldığı Porte de Vincennes’e bağlamıştır. açılan The Paris Metropolitain Metrosunun ilk en eski istasyonları “art nouveau” akımından etkilenerek bir çok ferforje imalata ev sahipliği yapıyor ve adeta bir sanat galerisi andırıyor.
-
The Berlin U-Bahn (1902)
Berlin U-Bahn metro hattı günümüzde 175 istasyona ve yaklaşık 150 kilometre ray hattına sahip durumda. 1902 yılında açılan bu metro ağının hikayesi diğerlerinden biraz farklı… Farklı tarihsel dönemlerden geçen hat belki de hiç aklımıza gelmeyecek veya getirmek istemeyeceğimiz bir fonksiyonla; ikinci Dünya Savaşı sırasında sığınak olarak kullanılmış ve 1945’ten 1989’a kadar Doğu Berlin vatandaşları bu yeraltı hatlarında kısıtlanmıştı ki Doğu Berlin Friedrichstraße tren istasyonu, Doğu Berlin’in altında batı U Bahn trenlerinin hala durmasına izin verilen tek istasyondu.
Bonus Bilgi 1; U-Bahn ismi nereden geliyor?
Untergrundbahn yani Yeraltı-Treni/Yolu
Peki S-Bahn?
Stadtschnellbahn (city rapid railway) – Hızlı Şehir Demiryolu
-
New York (1904)
New York, 30.000 işçi tarafından inşa edilmiş ve 1904 yılında açılmıştır. Dünyanın en eski metrolarından biri olan metro hattı bir görüşe göre Amerika kıtasının ilk metrosu olma özelliğine sahip. Ancak daha önce de belirttiğimiz üzere “Boston” metrosuyla girdiği yarışta ilk yer altı demiryolu hattı olma özelliğini kaptırsa da, o günkü teknoloji ve imkanlarla New York metrosunun mühendisliği ve kapsamı, onu bugünkü anlamda metroya en yakın sistem olarak takdire şayan kılıyor.
-
The Philadelphia SEPTA (1907)
1907 de işletmeya açılan Philadelphia SEPTA metrosunda yer üstünde ve altında çalışan kısımlar bulunup 208 metro istasyonuna sahiptir.
Aşağıdaki görsele bakınca yaşanan, “Burayı görmüştüm” hissiyatı Hollywood yapımlarının başarısından olsa gerek. Zannedersin her gün işe 8th Street istasyonundan metroyla gidiyoruz…
-
Metro de Madrid (1919)
İspanyanın en eski, dünyanın ise en eski metrolarından biri Madrid Metrosu. Krallara layık mıdır bilinmez ama, açılışını 17 Ekim 1919’da Kral XIII. Alfonso’ yapmış…
Kaynak