HavayoluLojistik

“WINDRUNNER” Enerji Sektörünü Uçurmaya Hazırlanıyor…

Peki ya Lojistik ve Hava Kargoda Oyun Değişir mi?

Küresel ekonominin büyümesi ve ticaret hacminin artmasıyla lojistik sektörü ve hava kargonun önemi de artmaktadır. Sanayi devrimi ile gelişen endüstrinin dijitallesme ile birlikte geldiği yeni konumun da etkisi ile artan enerji ihtiyacıyla birleşince enerji sektöründe lojistik ihtiyaçlar önümüzdeki dönemde bizi bir hayli meşgul edeceğe benziyor…

 

Enerjide Bugün ve Yakın Gelecek

Artan dünya nüfusu ve teknoloji ile birlikte hayatımıza giren yeni nesil tüketim alışkanlıkları nedeniyle geometrik olarak artan enerji ihtiyacına karşın fosil yakıtlara erişim gün geçtikçe güçleşmekte, çevresel etkileri de göz önünde bulundurularak global enerji piyasalarında odak “yeşil enerji” ye kaymaktadır. Artan yeşil enerji üretimi içinde yenilenebilir güneş ve rüzgar enerjisinin payı ise her geçen gün artmakta, bu alanlardaki teknoljik gelişmeler ile 2026 yılı itibari ile küreselde tüketilen enerjinin üretiminin yarısının temiz enerji kaynaklarından, yaklaşık olarak %25 inin ise rüzgar ve güneş enerjisinden sağlanması beklenmektedir. (Şekil 1) Bu da bugüne kıyasla rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin neredeyse iki katına çıkması anlamına geliyor, yani bu alanlar kısa zamanda çok daha büyük gelişmelere gebe gibi görünüyor.

Şekil 1: Enerji Üretiminde Kaynak Dağılımı (EMBER)

İşte bu gelişmelerden biri de ABD merkezli RADIA isimli bir enerji girişiminin rüzgar tribünlerini taşımak için yaptığı uçak tasarımı. Firma bu sayede erişilmesi güç ve meşakkatli bölgelere dev tribün kanatlarını taşımayı mümkün kılarak rüzgar tribünü yatırımlarına hız kazandıracak gibi görünüyor. Gelin bu firmayı ve tasarımları ile ilgili gelişmelere kısaca göz atalım.

RADIA Kimdir?

Colorado, ABD merkezli bir enerji girişimi olan RADIA “En fazla gücü üreten ve dolayısıyla enerji üretim maliyetlerini düşüren en verimli rüzgar türbinleri en büyük olanlardır.” görüşü ile hareket ederek 10 MW kapasiteli devasa rüzgar tribünleri tasarlıyor. Standart rüzgar tribünlerine kıyasla 2,5 kata varan enerji üretim kapasitesine sahip olan bu tribünlerin yüksekliği 160 m ye ulaşırken, kanat uzunlukları ise 105 m olarak ifade ediliyor. Bu sayede standart tribünlere göre 2 katın üzerinde bir alanı tarayan rüzgar tribünlerinin 1,5 kat daha fazla enerji üretimi sağlaması planlanıyor. (Şekil 2)

Şekil 2 : Geleneksel Rüzgar Tribünleri ve GIGAWIND Kıyaslaması (RADIA)

Tabi bu devasa rüzgar tribünü “devasa” bir lojistik problemini de beraberinde getiriyor. Firma bu problemini çözmek üzere de yine kendi yaklaşımını geliştirerek WINDRUNNER ismini verdiği “benzersiz” (büyüklükte) hava taşımacılığı fikrini ortaya koyuyor. Bu sayede kendi dev tribün kanatlarını taşırken diğer ulaşım türleri ile erişimin zor olduğu noktalara da havayolu ile erişim sağlayarak rüzgar tribünü kurulum alanı potansiyelini ABD ve küresel düzeyde mevcudun çok üzerine çıkarmayı hedefliyor.

WINDRUNNER Projesi

Firmanın WINDRUNNER ile ilgili mottolarından biri “en büyük, en verimli rüzgar türbinlerini doğrudan rüzgar çiftliğine teslim etmek”. Böylelikle bir taşla iki kuş vurmuş oluyor 🙂 Hem tribünleri hem de lojistiği ile “En” lerin firması olmaya aday…

Şekil 3: WINDRUNNER Yükleme (RADIA)

Gelelim bu “benzersiz” devin özelliklerine…

108 metre (356 ft) uzunluğundaki bu uçak, 24 m (79 ft) yüksekliğe ve 80 m (261 ft) kanat açıklığına sahip. Bununla birlikte; 72,575 kg ağırlığında 105 metre uzunluğunda, 7,3 metre yüksekliğinde ve 7,3 m genişliğinde yük taşıma kapasitesine sahip. (Şekil 4) [Yani 1 GIGAWIND tribün kanadını taşıyacak kapasitede- (Muhtemelen) Ne bir eksik ne bir fazla 🙂 ]

Şekil 4: WINDRUNNER Hacim

Peki mevcut kargo uçaklarıyla kıyasladığımızda durum nasıl?

Bu “tasarım” uçağın en güçlü rakibi Antonov AN-225 “Mriya” olabilirdi ancak maalesef 2022 yılı itibari ile Rusya’nın Ukrayna saldırıları sırasında türünün tek örneğinin uçuş hayatı da üzücü bir şekilde sona erdi. Bu mukayesede AN-225 taşınabilir yük kapasitesi bakımından açık ara, hacim olarak kısmen önde olsa da amacına uygun olarak tasarlanan Windrunner uzunluk ve yükseklik bakımından en yakın rakibinin önüne geçiyor. Bununla birlikte hava kargoda hali hazırda kullanılmakta olan uçaklarla mukayese etmek istediğimizde, yine WindRunner ın uzunluğu ve depolama hacmi özellikle öne çıkıyor. (Şekil 4)

Şekil 4: Windrunner, Antonov AN-124 ve Boeing 747-400 Kıyaslaması

WINDRUNNER Projesi ne aşamada?

Colorado şirketi RADIA, WindRunner’ı en büyük, en verimli rüzgar türbini kanatlarını sunmak, rüzgar enerjisinin erişim alanını genişletmek ve ekonomisini dönüştürerek dünyanın iklim hedeflerine ulaşmasını sağlamak için geliştirdiğini belirtmiştik. Havacılık ve uzay sistemi üreticileri Aernnova, Leonardo ve AFuzion dünyanın en büyük uçağı WindRunner™’ı inşa etmek için Radia ile ortalıklık kurduğu bilgisi haberlere yansıdı. (Business Wire)

Geliştirilecek bu dev uçağın 1.800 m uzunluğunda toprak pistlere iniş yapabiliyor olması hedefleniyor. Bu sayede erişiminin güç veya imkansız olduğu bölgelere erişim imkanı sağlanarak bugün karada rüzgar enerjisinin yaygınlaşmasının önünde duran büyük lojistik engellerin üstesinden gelecektir.

Şekil 5: WindRunner İniş Pisti

Havacılık ve Hava Kargoya Etkisi

Peki bu projenin hayata geçirilmesi ile havacılık ve hava kargo nasıl etkilenecek?

WindRunner her ne kadar mevcut hava kargo pazarı odağında geliştiriliyor olmasa da hali hazırda hava kargo için taşıması “hayal” olan bir ürünü, çözümü ile birlikte sektöre kazandırılmış olacak. Projenin hayata geçmesi durumunda, bu kapasitede bir uçağın böylesine kısa ve toprak pistten dahi iniş/kalkış yapabiliyor olması başta hava kargo taşımacılığı olmak üzere lojistik sektöründe önemli bir etki oluşturacaktır. Dünyanın yeterli pist alt yapısı olmayan bölgelerinde dahi yalnızca 1800 metrelik toprak bir alan düzenlemesi ile bu hacimde kargo taşımacılığı yapılabiliyor olmasının hem küresel ticaret hem insani yardım boyutu düşünüldüğünde bu proje kulağa heyecan verici geliyor. Yakın zamanda yapılan iş birliği anlaşmalarının devamı gelirse yakın gelecekte çalışmaların ilerlemesi mümkün görünüyor. Merakla bu gibi projelerin hayata geçeceği günü bekliyor olacağız.

Not: bir enerji girişiminin lojistik sektöründe bu denli etki göstermesi, sektörlerin birbirinden ayrı görünse de bir çok noktada doğrudan birbiri ile ilişkili olduğunu bir kere daha gösteriyor…

Kaynak;

https://radia.com/windrunner

https://www.businesswire.com/news/home/20240718714101/en/Aerospace-Leaders-Aernnova-Leonardo-and-AFuzion-Will-Partner-With-Radia-to-Build-WindRunner%E2%84%A2-World%E2%80%99s-Largest-Aircraft

 

İsmail Ay

1989 yılında Konya'da doğdu. 2011 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladığı lisans eğitimi sonrasında, 2014 Ulaştırma Mühendisliği yüksek lisans programını, 2021 yılında Anadolu Üniversitesi Web Tasarım ve Kodlama ön lisans eğitimini tamamladı. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Ulaştırma Mühendisliği Doktora programı tez çalışmasına ve İstanbul Üniversitesi Adalet ön lisans eğitimlerine devam etmektedir. 2012-2018 yılları arasında İBB iştiraklerinden Metro İstanbul AŞ.'de, 2018-2020 Yılları arasında Etüt Proje şefi olarak İSPARK AŞ.’de, 2020-2022 yılları arasında Gayrettepe ve Halkalı-İstanbul Havalimanı projesinde APCO Altınok müşavirlik hizmetleri bünyesinde kontrol şefi olarak, 2022-2023 yılları arasında TCDD Teknik AŞ bünyesinde, Avrasya Karayolu tüneli bakım çalışmaları ve Gayrettepe-Havalimanı metro hattı demiryolu ve inşaat işleri kapsamında proje yöneticisi olarak görev almıştır. 2023 yılı Haziran ayı itibari ile THY AO Turkish Cargo İş Geliştirme ve Organizasyon Başkanlığı'nda Uzman olarak görev almaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu