LojistikSürdürülebilir Ulaşım

Şehir Lojistiğinde Sessiz Devrim: Kargo Bisikletleri ve Mikro-Hublar

Şehir merkezlerinde sıkışıp kalan beyaz panelvanlar, çift sıra park etmiş kargo araçları ve artan gürültü kirliliği… Geleneksel lojistik modelleri, modern şehirlerin hızına ve sürdürülebilirlik hedeflerine artık yetişemiyor. Akademik literatürde ve sektör raporlarında sıkça duyduğumuz “Son Kilometre” (Last-Mile) problemi, lojistik sektörünü radikal bir dönüşüme, yani “sessiz bir devrime” zorluyor.

Bu devrimin başrolünde ise iki oyuncu var: Elektrikli Kargo Bisikletleri ve Mikro-Hublar.

Aşağıdaki görsel, bu dönüşümün neden kaçınılmaz olduğunu çarpıcı bir şekilde özetliyor:

Lojistiğin “Fiziksel İnterneti” ve Mikro-Hublar

Geleneksel dağıtım modelinde, büyük depolardan çıkan araçlar doğrudan şehir içine dağılır. Ancak yeni nesil lojistik, akademik dünyada “Physical Internet” (Fiziksel İnternet) olarak adlandırılan bir modele evriliyor. Tıpkı internet verisinin paketlere bölünüp en hızlı yoldan hedefe ulaşması gibi, yükler de şehre girmeden parçalara ayrılıyor.

Burada devreye Mikro-Hublar (Micro-Consolidation Centers) giriyor. Şehrin kalbindeki atıl alanlar, otoparklar veya kullanılmayan dükkanlar küçük lojistik üslerine dönüşüyor.

Bu yeni modelin işleyişini aşağıdaki infografikte görebilirsiniz:

  • Akademik Veri: Elsevier – Transportation Research Part E dergisinde yayımlanan çalışmalara göre, şehir merkezlerinde mikro-hub kullanımı, kargo araçlarının katettiği toplam mesafeyi %45 oranında azaltırken, CO2 emisyonlarında %50’ye varan düşüş sağlıyor [1].

Neden Kargo Bisikleti? (Verimlilik Analizi)

Birçok kişi kargo bisikletlerini “romantik” veya “yavaş” bir çözüm sanabilir. Ancak veriler tam tersini söylüyor. Avrupa Bisiklet Lojistiği Federasyonu (ECLF) ve çeşitli akademik araştırmalar, şehir içi yüklerin %51’inin bisikletle taşınabileceğini ortaya koyuyor.

Dizel bir panelvan ile elektrikli bir kargo bisikletini (e-cargo bike) kıyasladığımızda şu çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor:

  1. Hız Avantajı: Yoğun trafikte kargo bisikletleri, dur-kalk yapan araçlara göre ortalama %30 daha hızlı hareket ediyor.

  2. Park Süresi: Bir panelvanın uygun park yeri bulması ve park etmesi ortalama 3-9 dakika sürerken, kargo bisikletleri için bu süre neredeyse sıfırdır. Bu durum, teslimat başına işlem süresini ciddi oranda düşürür.

  3. Alan Tasarrufu: Bir panelvanın kapladığı alana, yaklaşık 4-5 adet kargo bisikleti sığabiliyor ve bu filo toplamda daha fazla yükü, daha hızlı dağıtıyor.

Dünyadan Başarılı Uygulama Örnekleri: Teori Değil, Gerçek

Kargo bisikletleri ve mikro-hub entegrasyonu, sadece akademik bir tartışma konusu değil, dünya metropollerinde halihazırda işleyen, verimliliği kanıtlanmış bir modeldir. İşte sektörün devlerinden ve büyük şehirlerden somut örnekler:

1. Londra Modeli: Amazon’un “Yaya ve Bisikletli” Filosu

Amazon, Londra’nın merkezinde (City of London) açtığı mikro-hub sayesinde, günlük binlerce teslimatı sıfır emisyonla gerçekleştiriyor.

Kaynak; theguardian.com
Bisikletlerin doğrudan Amazon tarafından değil, çeşitli ortak işletmeler tarafından işletileceği anlaşılıyor. (Kaynak; theguardian.com)
  • Nasıl Çalışıyor? Tırlar şehre girmiyor. Yükler, Londra’nın merkezindeki bir otoparkın dönüştürülmesiyle oluşturulan mikro-huba bırakılıyor. Buradan çıkan Amazon personeli, elektrikli kargo bisikletleri ve hatta yaya olarak (yürüme mesafesindeki teslimatlar için) dağıtım yapıyor.
  • Sonuç: Londra’nın meşhur “Tıkanıklık Vergisi” (Congestion Charge) ve “Düşük Emisyon Bölgesi” (ULEZ) masraflarından tamamen kurtulurken, teslimat hızı arttı.

2. Berlin “KoMoDo” Projesi: Rakiplerin İşbirliği

Lojistik dünyasında devrim niteliğinde bir akademik vaka olan “KoMoDo” projesinde; DHL, UPS, Hermes ve DPD gibi ezeli rakipler aynı mikro-hub alanını paylaştı.

  • Yenilik: Her firmanın ayrı ayrı depo kiralaması yerine, şehrin sağladığı ortak bir konteyner alanını kullandılar.

  • Ders: Şehir lojistiğinde “rekabet” (competition) yerine “işbirliği” (cooperation) modelinin, maliyetleri herkes için düşürdüğü kanıtlandı.

3. New York (NYC) Ticari Kargo Bisikleti Pilot Programı

Manhattan’ın yoğun trafiğine çözüm olarak New York Ulaştırma Departmanı (DOT), ticari kargo bisikletlerinin yükleme-boşaltma alanlarını kullanmasına izin verdi.

  • Etki: Program başladığından bu yana, sadece Amazon, DHL ve UPS değil, yerel işletmeler de binlerce panelvanı trafikten çekti. Yapılan ölçümlerde, bisikletlerin park cezası yeme oranının panelvanlara göre %90 daha az olduğu görüldü.

4. DHL “Boat-to-Bike” (Nehirden Bisiklete) – Amsterdam & Londra

İstanbul için en ilham verici örneklerden biri. DHL, nehir kanallarını bir “otoban” gibi kullanıyor.

kaynak; cyclingindustry.news
  • Süreç: Şehir dışından gelen yükler, nehir teknelerine yükleniyor. Şehrin merkezindeki rıhtımlara yanaşan teknelerden alınan yükler, doğrudan rıhtımda bekleyen “Cubicycle” (konteyner taşıyan dört tekerlekli bisiklet) filosuna aktarılıyor.

  • İstanbul Potansiyeli: Boğaz hattını ve Haliç’i aktif kullanan bir İstanbul için, bu “deniz + bisiklet” kombinasyonu eşsiz bir çözüm olabilir.

İstanbul ve Türkiye İçin Uygulanabilirlik

İstanbul gibi topoğrafyası zorlu (yedi tepeli) bir şehirde bisikletli lojistik mümkün mü? Cevap: Evet, teknoloji sayesinde.

Yeni nesil elektrik destekli kargo bisikletleri (pedelec), yüksek torklu motorları sayesinde 250 kg’a kadar yükü dik yokuşlarda dahi taşıyabiliyor. Dar sokaklara sahip Fatih, Beyoğlu, Kadıköy gibi ilçelerde, geniş araçların giremediği noktalara bu araçlar kolaylıkla erişebiliyor.

  • Sektörel Öngörü: İstanbul’da otoparkların (örneğin İSPARK noktalarının) gece “Lojistik Aktarma İstasyonu”, gündüz ise otopark olarak kullanıldığı hibrit modeller, şehrin trafik yükünü hafifletecek en güçlü adaylardan biridir.

Sonuç: Gelecek Sessiz ve Modüler

International Journal of Logistics tarafından yapılan araştırmalar, tüketicilerin çevre dostu teslimat yöntemlerini tercih etme eğiliminin arttığını gösteriyor [2]. Şehir lojistiği; devasa kamyonlardan, sessiz, elektrikli ve modüler filolara doğru evriliyor. Bu dönüşüm sadece çevreci bir tercih değil, aynı zamanda maliyet etkin bir iş modeli zorunluluğudur.

Ulastirma.info olarak öngörümüz; önümüzdeki 5 yıl içinde şehir merkezlerinde “Ultra Düşük Emisyon Bölgeleri”nin artmasıyla, kargo bisikletlerinin lojistiğin ana omurgası haline geleceğidir.

Referanslar ve Okuma Önerileri:

  • [1] Transportation Research Part E: Logistics and Transportation Review – “The impact of micro-consolidation centers in urban logistics.”

  • [2] International Journal of Logistics Research and Applications – “Consumer preferences for sustainable last-mile delivery.”

  • CycleLogistics Project Reports (EU Funded) – “Potential of cargo bikes in urban transport.”

İsmail Ay

1989 yılında Konya'da doğdu. 2011 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladığı lisans eğitimi sonrasında, 2014 Ulaştırma Mühendisliği yüksek lisans programını, 2021 yılında Anadolu Üniversitesi Web Tasarım ve Kodlama ön lisans eğitimini tamamladı. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Ulaştırma Mühendisliği Doktora programı tez çalışmasına ve İstanbul Üniversitesi Adalet ön lisans eğitimlerine devam etmektedir. 2012-2018 yılları arasında İBB iştiraklerinden Metro İstanbul AŞ.'de, 2018-2020 Yılları arasında Etüt Proje şefi olarak İSPARK AŞ.’de, 2020-2022 yılları arasında Gayrettepe ve Halkalı-İstanbul Havalimanı projesinde APCO Altınok müşavirlik hizmetleri bünyesinde kontrol şefi olarak, 2022-2023 yılları arasında TCDD Teknik AŞ bünyesinde, Avrasya Karayolu tüneli bakım çalışmaları ve Gayrettepe-Havalimanı metro hattı demiryolu ve inşaat işleri kapsamında proje yöneticisi olarak görev almıştır. 2023 yılı Haziran ayı itibari ile THY AO Turkish Cargo İş Geliştirme ve Organizasyon Başkanlığı'nda Uzman olarak görev almaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu